Yaşamın Anlamı

İnsanın "anlam"a duyduğu gereksinim; amaçlar, değer yargılar, etkinlik ve öz-değer kavramlarından kaynağını almaktadır. Bu gereksinimlerden birinin dahi karşılanmamış olması; bireyin yaşamına karşı motivasyonsuzluk duygusuyla hareket edeceği anlamına gelmektedir çünkü psikolojik olarak iyi hissetmenin temel şartlarından biri anlamlı ve amacı olan bir hayat yaşıyor olmaktır. Anlam, fikirleri ve nesneleri birbirine bağlayan gizemli bir yol ya da insanların ortaklaşa ve kolektif (ortaklaşa, bütüncül) bilinç ile ilişkiler, olaylar ve nesnelere dair geliştirdikleri düşünsel sunulardır. Anlam temelinde sosyal ve kültürel yapıları barındırır. Doğadaki bütün unsurlar gibi yaşamın anlamı da  basit formdan karmaşık forma doğru genişlemektedir.

Anlam, bağlantı ve ayrım; paylaşma ve organize etme; öz kontrolü kolaylaştırma olmak üzere üç görev ihtiva etmektedir. Buradan yola çıkarak insanın özünde "yaşamın anlamını bulma" gibi bir gaye olduğu sonucuna rahatlıkla varılabilinir. Bu motivasyon insanı hayatta tutan güçtür.  Bu bireyin varoluş amacını belirlemeye duyduğu bir arzudur. Araştırmalar göstermiştir ki yaşantısında daha çok anlam bulan insanlar; keder, üzüntü, depresyon gibi duygulara daha az kapılmaktadırlar. insanın "anlam"a duyduğu gereksinimin yapıtaşları olan amaçlar, değer yargılar, etkinlik ve öz-değer kavramları daha detaylı incelendiğinde; amaç bileşeni hedef ve gerçekleştirme şeklinde iki alt gruba ayrılabilinir; uzun vadeli hedefler ve kısa vadeli hedefler olmak üzere ve gelecek haftaki yazımızda devam etmek üzere..