Bandura’ya göre bir davranışın öğrenilebillinmesi ve modellenebilinmesi; “gözlenen kişinin, gözlemcinin ve gözlenen davranışın” etkileşimlerinin birey için anlamlı olup olmadığına bağlıdır. Bu noktada açıkçası çağımız insanının büyük eksikliği öz değer, öz bilinç, öz yargılama ve öz kontrol kavramları devreye girmektedir.
Bandura öz yeterlilik kavramının sırasıyla; bireyin kendi zayıf veya güçlü yanlarına, hedeflerine, kabiliyetlerine içe bakış yöntemiyle odaklandığı ve analiz ettiği “öz gözlemleme”; öz gözlemleme sonucu sahip olduğu yetkinlikler ile erişmek istediği hedeflere ulaşabilmek için sahip olması gereken yetkinlikleri birbirleriyle karşılaştırdığı ve kıyasladığı “öz yargılama” ve öz yargılama sonucu oluşan içsel farkındalığa istinaden bireyin sonucu davranışlarının eyleme dönüşme miktarı ve ölçütü olan “öz tepki” olmak üzere üç içsel unsurdan oluştuğunu ifade etmektedir.
Kusursuzluğa ulaşma çabası olan mükemmeliyetçiliğin, derinlerinde “rol model” anlayışı barındırdığı düşünülmektedir ve bireyin kimlik oluşturabilme çabası ile bilişsel etkilenmeye en yoğun maruz kaldığı çocukluk ile ergenlik döneminin önemi vurgulanmaktadır. Rol model; “bireylerin hayranlıkla takip ettiği, başarılarıyla ve yaşam tarzlarıyla ön planda olan kişiler” olarak tanımlanmaktadır ve iyi olanın daha iyisi de vardır” bakış açısını beraberinde getirmektedir.
Bandura’ya göre insanların sergilediği birçok davranış, diğer insanların yaptıkları davranışları gözlemleme ve onları modelleme yoluyla kazanılmaktadır” ve bu rol model her zaman iyiliğe, olumluya, güzel olana yönelten bir örnek olmayabilir; aksine bireye saldırganlığı, acımasızlığı, bencilliği ilk aşılayan kaynak da olabilir.
Copyright Ebru ER