Şiddet ve Sosyal Öğrenme

“Şiddet ve Suç” Bandura’ ya göre “öğrenilen ve taklit edilen bir davranıştır”. “Takllit Yasaları” isimli eserde “suç taklit edilen bir davranıştır” sloganını bir kez daha şiddeti sosyolojik bir olgu olarak ele alarak vurgulamaktadır Birçok ünlü düşünür suç ve dolayısıyla da şiddetin öğrenilen bir davranış olduğunu tekrar etmekte ve tıpkı Bandura gibi şiddetin daha çok bireyin bebeklik ve erken çocukluk dönemlerinde yakın ilişki içinde olduğu annesi ve babası ve akranları gibi bireyin o hayatında önem ve öncelik arz eden kimselerle olan iletişim ve etkileşim sürecinde öğrenildiğini belirtmektedirler.

Bu fikirlere ek olarak davranışçı psikolojinin önemli isimlerinde Skinner da “çevre her şeydir” ifadesiyle görüşü haklı çıkartmaktadır fakat bu teorinin öğrenmeyi tıpkı fizik yasaları gibi etki-tepki prensibi ile bireyi edilgenleştirerek ve bireyin bilişsel, psikolojik, duygusal süreçlerini göz ardı ederek davranışı ele alması Bandura tarafından eleştirilmektedir.

Bandura bu karakteristiklerin sonradan özellikle bebeklik ve çocukluk döneminde maruz kalınan ve sadece gözlem yoluyla da kolaylıkla öğrenilen davranışlar olduğunu ifade ederek literatüre geçen ünlü “Bobodoll deneyi” ile başlayan çalışmalarıyla psikoloji literatürde adeta bir deprem etkisi yaratmıştır.

Bandura’ nın sosyal öğrenme teorisi eğitimden, spora, politikadan, sanata yaşamın her alanında özellikle internetin de hayatımıza katılması ve globalleşen dünya düzeninin de etkisiyle sosyal medya kanallarını da içine alarak büyük bir güç, etki ve ivme ile devlet politikalarını, aile yapılarını ve bireylerin karakter özelliklerini etkilemektedir.