Unutulmamalıdır ki; “öz değer” ile öz-saygı, “duygusal beraberlikten memnuniyet” ve “duygusal taahhüt” arasında pozitif bir korelasyon olduğu sonucuna ulaşmaktadırlar. Bir araştırmada konuya dair yapılan önceki araştırmalar ile benzer şekilde yetişkin bağlanma stilleri ile yetişkinin duygusal beraberliğine dair işlevsiz fonksiyonlu tutumlar, öz saygı eksikliği ve depresif semptomlar arasında bağlantı olduğu; yanlış bağlanma stilleri geliştirmiş bireylerin duygusal partnerlerinin yanında rahat hissedemedikleri, kendilerini doğru ifade edemedikleri, terk edilme korkusu yaşadıkları ve düşük öz saygı ve depresyona yönelme semptomları gösterdikleri sonucuna varılmaktadır.
Araştırmalara göre terk edilme korkusu ayrıca duygusal anlamda sevilmeye ve kabul edilmeye dair yoğun bir arzu ve istek duyan bireyin reddedilme korkusunu tetikleyen, onu bilişsel, psikolojik ve duygusal paylaşımlardan alıkoyan çok önemli bir etmen olarak ifade edilmektedir Bu kavramı “reddedilme duyarlılığı” olarak çok anlamlı bir şekilde özetlemektedirler. Farklı bir araştırmada kişilerin affedicilik ve tolere etme seviyeleri ile evliliklerinden memnuniyet düzeyleri arasında pozitif bir bağıntı olduğu bilgisine ulaşmaktadırlar. Çiftlerde esneklik, merhamet ve duygusal partnerinin hatalarını tolere edebilme yeteneğinin aynı zamanda bireyin kendine duyduğu öz-saygı ile de bağıntılı olduğunu saptamışlardır.
Copyright Ebru ER