Önceki yazımızda bahsettiğimiz bilgilere ek olarak; mükemmeliyetçi bireylerin düşük öz-değer kaynaklı şüpheci bakış açıları ve onaylanma arzuları, sürekli eleştiriye maruz kalmaları ve aşırı yüksek standardizasyondaki hedefleri nedeniyle, başta kendi duyguları olmak üzere diğer insanların duygularını anlama, yorumlama ve müdahale etmede gerçekliğe uygun bir değerlendirme yapamadıkları ve dolayısı ile de bu bireylerin yaşadıkları kronikleşmiş kaygı ve endişe nedeniyle duygularını düzenlemede duygu durum bozukluklarına sürüklendiklerinin altı çizilmektedir.
Mükemmeliyetçi bireyler kendi karakteristik özellikleri sonucu, aşka ve sevgiye dair beraberliklerine ithafen aşırı uçlarda inanç ve beklentilere sahip bulunmaktadırlar. Sevginin doğası göz önüne alındığında bu durumun bireylerin birbirine duyduğu şefkat dozunda azalmaya neden olacağıdır. Ek olarak mükemmeliyetçi bireylerin kendi duygusal ilişkilerine dair keskin sınırlarla belirledikleri inanç ve beklentilere sahip olduklarını da tekrar hatırlatmalıyız.
Mükemmeliyetçiliğin bireylerin yaşamında depresif semptomlar, negatif sosyal davranışlar, sevilen bireyle çatışma yaşama, romantik ayrılıklar ve yabancılaşma gibi oldukça negatif etkiler bulunmaktadır.
Copyright Ebru ER