Mükemmeliyetçiliğin “çocukluk döneminde öğrenme yoluyla kazanılan olumsuz bir kişilik özelliği” olarak ifade edilmesi, Bandura’nın “sosyal öğrenme kuramına” ışık tutar niteliktedir. Hata yapmadan, mantık dışı bir biçimde erişilmesi oldukça zor olan standartlara ulaşma ve bu eylemi devam ettirebilme çabası olan mükemmeliyetçiliğin; zamanla patalojik, psikolojik, bilişsel ve duygusal sorunlara neden olduğunu belirtmiştik.
Diğerleri tarafından değer görme ve kabul edilme arzusuyla mükemmel olmaya çabalayan, bir yandan da reddedilmekten ve sevilmemekten duyduğu korku nedeniyle hata yapmaktan korkan ve bunun sonucunda yaşadığı çaresizlik nedeniyle depresyona sürüklenen bireyin, ‘Ya hep ya hiç” tarzı düşünce sisteminin de yarattığı etkiyle; Freud’ un da önemle vurguladığı ”savunma mekanizmalarından” çarpıtma yöntemiyle, gerçeği bilişsel (zihinsel) olarak bütünüyle değiştirmek kaydıyla yorumladığı bilinmektedir.
Ve bu noktada da mükemmeliyetçilik tarafından kendisine vurgu yapılan ve “bireyi ele geçiren bir dizi eğilim, his ve bunlara ait düşünceler, biyolojik ve psikolojik durum”, yalnızlık korkusu, sosyal kaygı, utangaçlık, öz saygı kavramları dikkati çekmektedir.
Copyright Ebru ER