Duygusal beraberliklerde şu ana kadar bahsettiklerimiz dışında ve onlara istinaden; karşılıklı güven, bağlılık, saygı ve değer gibi kavramların ve sosyo- kültürel yapıya da bağlı olarak erkeğin kadından ve kadının erkekten beklentilerinin, ilgili beraberliğin başlaması ya da başlayan bir beraberliğin sürdürülmesi konusunda önemli karar mekanizmalarından olduklarının da altı çizmek gerekmektedir. Sosyo- kültürel yapının duygusal beraberliklere dair eş ve partner seçiminde yapılan araştırmalar sonucu oldukça büyük bir etkisi olduğu bilinen mükemmeliyetçilik üzerinde de oldukça derin bir etkisi olduğu düşünülen kavram ise inançlardır.
Görüşlerini en beğendiğim ve bana göre psikolojinin babası kabul edilen Sigmund Freud’un teorisini en anlamlı biçimde değerlendiren psikolog Erikson’un, sekiz aşamalı “psikososyal gelişim kuramı” nezdinde genç yetişkinlik döneminde “yakınlığa karşı yalıtılmışlık evresi, bireysel bilişsel süreçler ve toplumsal baskılar nedeniyle bireylerin kendilerini kişisel olarak başarıyla tamamlayabilmek durumunda hissettikleri bir dönem olduğu için; bu dönemde bireyin bilişsel, psikolojik, fiziksel ve sosyal olmak üzere her anlamda kendisini mutlu hissettiği duygusal bir beraberlik arayışı ve aile kurma isteği içinde olması son derece doğal bir gereksinim olarak ifade edilmektedir . Ayrıca “doğru beraberliklerin bireylerin zihinsel, fiziksel ve ruhsal sağlıkları için öznel iyi oluş (esenlik) ve mutlulukları” üzerindeki yadsınamaz etkisini özellikle vurgulamamız gerekir.
Copyright Ebru ER