Duygusal Beraberlikleri Etkileyen Yanlış Mitler

İşlevsizlik bakımından ele aldıkları inançlardan çok daha derin, değişime dirençli, güçlü ve rasyonel olmayan düşünceleri temsil eden “mitlerin” de üzerinde önemle durmak gerekir. Önceki yazımızda konusunu açtığımız ve özellikle aile kurma öncesi süreçteki ideal eşin seçimi, duygusal beraberliğin ya da evliliğin hangi niteliklere sahip olması gerektiği ve devamlılığına ilişkin olan bazı mitler vardır, bunlar:

1. Yer yüzünde bireyin mutlu duygusal bir beraberlik ya da evlilik yaşayabileceği “yalnızca tek bir ideal eş ya da duygusal partner” olduğuna dair inancı
2. Sonucu olarak insanları “derecelendirme” sistemi ile kişi tarafından ele alındığı ve yer yüzünde yaşayan hiçbir insan için geçerli olamayacak “mükemmel eş inancı”
3. Uzun süreli yalnızlıkla sonuçlanan, kişinin gelecekteki partneri ya da eşi için “mükemmel ben olma inancı”
4.  Mükemmeliyetçiliğin sonucu olarak “mükemmel duygusal beraberlik inancı”
5.  Kişinin elinden gelenin de ötesinde bir çaba harcayarak duygusal beraberliğine dair her şeyi mümkün kılabileceğine dair “daha fazla çaba inancı”
6. Karşılıklı, rasyonel ve gerçek olmayan olasılıklar için dahi bireyin geçerli olan “sevgi yeterli inancı”
7. Kişi için olası bir evliliğin sürdürülebilirliğinin garantisi olarak görülen “birlikte yaşama inancı”
8. Kişiyi yanlış eş seçimi yönünde cesaretlendiren; bireysel sorumluluklarını almamaya yönlendiren, bireysel olarak her anlamda kendini geliştirmekten alıkoyan “karşıtlar birbirini tamamlar inancı (zıt kutuplar)”
9. Bireyin gelecek yaşamını böylesine etkileyecek bir adımın karar aşamasının tamamı ile şans etmenine devredildiği “seçim yapmak kolay olmalı inancı” olarak sıralanmaktadırlar.