Çocuk İhmali ve İstismarı

Biraz uzun bir aradan sonra yeniden ve kaldığımız yerden merhaba. Aylar önce yayımladığım en son yazımızda özellikle çocuklara yönelik ihmal ve istismarın tanımlamalarını yapmış ve birbirinden farklı kavramlar olduklarını ifade etmiştik. Bir farkındalığımızın olması için kimlerin çocuklarını ihmal etme potansiyeline sahip olduğunu; ihmalin çocuklar üzerindeki etkilerini ancak ve çoğunlukla dikkatli ve farkındalıklı bir bakış açısıyla çok minik detaylardan anlayabiliriz. Ayrıca ihmalin istismar kadar net fark edilir bir kavram olmadığını tekrar hatırlamak isterim.

İhmal ve istismarın konusu olduğu davalarda, genelde zanlının aileden ya da ailenin çok güvenilen tanıdıklar arasından olduğu vurgusu yaşanan toplumca dramı daha da arttırmakta. Sosyal medyadan da öğrendiğim kadarıyla bu bilgiler anne-babalar için altın değerindedir ve biz geleceğin ebeveynlerinin, halkımıza bu konuda eğitici kurslar, seminerler düzenlenmesi gerektiğini; güncel ve bilgilendirici kamu spotlarıyla da ulaşılamayan herkese ulaşmamız gerektiğini düşünüyorum.

Hafızamızda genel bir bilgi olması açısından hukuksal anlamda bu mağdur çocuklarımız; tanık çocuk, mağdur (korunmaya muhtaç) çocuk ve suça sürüklenen çocuk olarak sınıflandırılmaktalar. Uluslararası platformda Pekin kuralları (çocuk adalet sisteminin uygulaması hakkında), Havana kuralları (özgürlüğünden yoksun bırakılmış çocukların korunması hakkında), Lahey sözleşmesi (uluslararası çocuk kaçırma olayları hakkında) ve Birleşmiş Milletler çocuk hakları bildirgesi dünya çocukları adına ihmal, şiddet ve istismar konusunda tüm ulusların (en çok da biz dahil) uyması gereken global yasal düzenlemelerdir. Ve bir sonraki yazımızda görüşmek üzere.